İz Bırakanlar programının bu haftaki konukları Ercan Saatçi ve arsaVev Yönetim kurulu Başkanı Bülent Öztürk oldu. Türkiye’de gayrimenkul sektöründe İlk 6 ayda gerçekleşen satışlarda önemli artış kaydeden arsa sektörünün geçmişi, bugünü ve geleceğini Bülent Öztürk’ten dinledik.
Pandemi ile hayatımızda büyük dönüm noktaları yaşadık. Uzaktan çalışma, homeoffice terimlerinin hayatlarımızda yer etmesinin yanında şehirden kaçıp doğada yaşamak isteyenlerin sayısında önemli artışlar yaşandı. Tüm bu değişimlerin yanında ekonomik krizi de yaşadığımız zamanlarda konut fiyatlarında yaşanan artışlar, alıcıları toprağa yönlendirdi.
Arsa yatırımcısı profilinin değiştiğine vurgu yapan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti.
“2020 yılında pandemi ile birlikte arsa yatırımcısı profil değiştirdi. Beyaz yakalılar artık arsa almaya başladı. Pandemiden önce profesyonel arsa yatırımcıları, sanayiciler ve iş insanları ağırlıklı olarak almaktaydı.”
Arsada Paylaşım Ekonomisi Modeli
Paylaşım ekonomisini dayanışma ekonomisi şeklinde yorumladıklarını ve şirket politikalarına entegre ettiklerini belirten Öztürk, “Bir kişi hangi projemizden arsa alırsa alsın diğer projelerimizin sosyal alanlarını da kullanabilirler. Bununla birlikte bireysel başvurularda
altyapı belli sürelere tabidir. Siz, ben buraya ev yapmak istiyorum diye kurumlara gittiğinizde su, elektrik, internet hemen getirilmeyebilir. Biz bir bölgede 300-400 arsa satışı gerçekleştirdiğimizde aslında bir toplulaştırma yapmış oluyoruz ve altyapıyı kendimizde finanse ederek, bölge otoritesiyle görüşmeler yaparak toplu bir şekilde arsaya getiriyoruz. Bu bir ortak paylaşımlı arsa yapısına dayalı dayanışma ekonomisidir.” dedi.
Meydana Gelen Afetler Arsaya Yönlendiriyor
Arsaya olan talebin pandemi ile birlikte arttığını ama bu artışı tetikleyen ana faktörün arsanın teknik yapısını kolaylaştıran şirketler olduğunu ifade eden Öztürk, “Değişim pandemiyle başladı. Bizde 100 binlerce insanla görüşerek bu durumda pay sahibi olduk. İnsanlar arsa almak istiyorlardı ancak yatırım olarak konutu tercih ediyorlardı. Bunun sebebi arsada standardizasyon olmamasıydı. Arsa teknik bir iştir. Biz ve bizim gibi şirketler bunu sadeleştirdi. Anlaşılır hale getirdi. Pandemi, izolasyonla birlikte doğaya yaklaşma konularında bizi harekete geçirdi. Bununla birlikte ilk etap dalga başladı. Daha sonra arka arkaya dört büyük deprem yaşadık. Elazığ, İzmir ve 6 Şubat depremlerinden sonra insanlar daha kısa katlı ve daha güvenilir yerlerde yatırım yapmaya başladılar ve bir anda kırsal bölgede stoğumuz olmadığı için insanlar bu talebi arsayla giderdiler.” dedi.
İlk 6 Ayda 950.000 Adet Arsa Satışı
Arsaya yönelimde konut fiyatlarında yaşanan muazzam artışların ve kredi faiz oranların yüksekliğinin diğer sebeplerden biri olduğunun altını çizen Öztürk, ilk 6 ayda gerçekleşen gayrimenkul satış verilerini inceledi.
“2023’ün ağustos ayındaki verilere göre 950.000 adet arsa satışı gerçekleşti
konut dışı gayrimenkul satışı diye geçer arsa satışları ve bir rekor kırıldı bu sene. ilk 6 ayda toplam 1.600.000 adet gayrimenkul satıldı bunun 950.000 adeti arsa. Bu demek oluyor ki satılan üç gayrimenkulün iki tanesi arsa oldu.”
Konut fiyatlarında bir düşüş beklemediklerini ifade eden Öztürk, Türkiye’nin sosyal yapısından kaynaklanan sebeplerle yıllık 700 bin civarında yeni konutlara ihtiyaç olduğunu vurguladı.
“Açıkçası bu konuda radikal bir müdahale gelmediği sürece çok değişen bir şey olacağını düşünmüyorum. Bunun en önemli nedenleri ise şöyle sıralanabilir. Göç ve doğum oranlarından kaynaklı nüfus artışı ve hane halkı sayısının düşmesi. Her sene 700 bin civarında konut ihtiyacı oluşmakta. Maalesef şu anda maliyet artışlarından dolayı müteahhitler bunun sadece 200.000-250.000 adetini üretebiliyor. Her sene 400.000-450.000 civarında konut açığı vererek devam ediyoruz. Arz-talep dengesizliğinden dolayı hem konut hem de kira fiyatlarındaki artış devam edecek gibi görünüyor. Alınan arsaların üzerine kat karşılığı konut yapılabilirse bu stoğun en azından bir miktarı bu yolla düşürülebilir.”
Arsa Alana Ev Bedava
Arsaya ödediği fiyat ile insanları ev sahibi yaptıklarını belirten Öztürk, iş partnerleri ile arsa alan kişilerle kat karşılığı sözleşmesi yaptıklarını ve müteaahitlerin arsada konut yaparak maliklere vereceklerini ifade etti.
“Biz bu konu üzerine efektif çözümler üretmeye çalışoyoruz. Yani işin hem ticari hem sosyal boyutu var çünkü konut demek yuva demektir ev demektir ve alternatifi de yoktur. Aracınız yoksa otobüsle işinize gidebilirsiniz ama eviniz yoksa çadırda yaşayamazsınız. Barınma temel bir ihtiyaçtır. Bu sebeple EKMAS Yatırım öncülüğünde gelenekselleşmiş kat karşılığı sözleşmesi ile insanları cüzi miktarlara ev sahibi yapıyoruz.”