Kaz Dağlarının Zirvesinde Arıcılık

“Dünyadan arılar yok olursa insanlığın 4 yıl ömrü kalmış demektir.” Sözü ünlü fizikçi Albert Einstein’a ait. Arılar hem ekosistemler için hem de insanlık için büyük bir öneme sahip.

Kaz Dağları’da yer alan Bayramiç’e bağlı Karagöl Yaylasında aktif arıcılık yapan İmdat çifti, arıların doğaya sirayet eden muazzam etkileri karşısında etkilenip bu işe başlayan bir çift.

Deniz Sarı’nın YouTube programına konuk olan İmdat çifti, Kaz Dağları’nda yaşam pratiklerine ve arıcılık sevdalarına dair merak edilenleri paylaştı.

“Arıyı sevmeyen arıcılık yapamaz”

Bir beyaz yaka emeklisi olan Filiz İmdat ve emekli gümrük müşaviri Tuncay İmdat, hobiden meslek haline getirdikleri arıcılığa bu sene başlamışlar. O bölgede yaşayan arkadaşları vesilesiyle arıcılığa başlayan çift, Kaz Dağları sevgilerini şu sözlerle anlatıyorlar. “Buradaki doğallığı, bitki örtüsünü ve havasını gördükten sonra şehir yaşamından uzaklaşılıyor. Bazı şeyler anlatılmaz, kişinin deneyimlemesi gerekir. Burada muazzam bir huzur var.” dedi.

“21 Endemik Bitkiden Üretilen Bal”

Karagöl bölgesinde 21 endemik bitki türü olduğunu belirten çift, bu bölgeyi seçmelerindeki ana unsurlardan birinin bu olduğunu belirttiler. İmdat çifti, “Karagöl Yaylası 700 rakımlı. Etrafımız kestane, meşe, ıhlamur ve sarmaşık bitkileriyle çevrili.

Kimyasallardan ve egzoz gazlarından uzağız. Bu bölgede 21 çeşit endemik bitki yetişiyor ve burada üretilen bal sadece bu yöreye özel.” dedi.

“Buradan Şehre Gittiğimde Kendimi Kafese Girmiş Gibi Hissediyorum.”

Kaz Dağları’na göç etme hikayelerine de değinen çift, şehrin onlara kafes gibi hissettirdiklerini vurguladılar. “Eşimle ben köy hayatını gençliğimizden beri arzuluyorduk. Arkadaşımız vasıtasıyla bu bölgede yer bulduk, evimizi yaptık. Temelli buraya yerleştik. Köyde doğal ortamda yaşamak çok güzel. Şehre gittiğimizde kendimizi kafese girmiş gibi hissediyoruz. Burada zihinsel olarak değil, bedenen yoruluyorsunuz ancak bu durum mutluluk veriyor.  Erken saatte uyuyup erken saatte uyanıyoruz. Temiz hava insanı dinç tutuyor.”

Amacımız Çok Bal Değil, Kaliteli Bal Üretmek

Bu bölgede 4 tane arıcı var. Bölgelerimizi belirledikten sonra arılar bu koordinatlara uyum sağlıyor. Bu bölgeleri belirlemede en önemli unsur arının en verimli olacağı yerin tespit edilmesi. Amacımız çok bal değil, kaliteli bal üretmek.” İmdat çiftini arıcılığa yönlendiren ve bu işte onlara öğretmenlik yapan arkadaşları Mehmet Çimen, 15 yıldır arıcılık ile meşgul. Karniyol cinsi arının Kaz Dağları Karagöl Yaylası’nda en verimli tür olduğuna vurgu yapan Çimen, arıların mabeti kovan ve kovanın işleyişine dair bilgiler de paylaştı.

“Kraliçe arı 16 gün sonra doğar. 1 hafta sonra da çiftleşir. 3 bin adete kadar yavruya da sahip olabilir.

İşçi arılar 21 gün sonra doğar. 18 gün kovanın içinde çalışırlar. Sonra dışarı çıkmaya başlayıp bal üretimine katkıda bulunurlar. İşçi arıların ömrü ise 45 gündür.

Erkek arılar ise 24 gün sonra doğar. Görevleri kraliçe arıyla çiftleşmektir. Mayıs-ağustos arasında bir ömre sahip olan erkek arılar, ağustos ayından sonra da yaşamaya devam ederlerse kovandaki işçi arılar tarafından öldürülürler. “

Arıların, iklim değişikliğinden direkt etkilenen canlılar olduğunu belirten Çimen ve İmdat çifti, arıcılığa başlarken gerekli ortalama bütçeye dair de ipuçlarına yer verdiler.