Yarı Şehirli Yarı Köylü Olmak İstiyoruz

EKMAS Yatırımın katkılarıyla her hafta birbirinden değerli isimleri ağırlayan İz Bırakanlar programının bu haftaki konukları Bülent Öztürk, Emel Yıldırım ve Ece Demiralp oldu. 

Gayrimenkulde kooperatif uygulamalarına ve arsa alım süreçlerinde dikkat edilecek hususlara değinen Öztürk, arsada en çok tercih edilen bölgeler hakkında da önemli bilgilere yer verdi.

Amacına Uygun Kooperatifleşme

Amacına uygun davranan kooperatiflerin bir tehlike olmadığını ifade eden arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, kolektif bir güçle ortak amaçlar için bir araya gelen insanların kanunlar nezdinde ve faaliyete geçme noktasındaki önemine vurgu yaptı.  Tarım arazilerinin parçalanamaz bir toprak parçası olduğunu söyleyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti. “Tarım arazileri kooperatifler adı altında parçalanıyor. Toprak Koruma Konunu çerçevesinde tarım arazileri parçalanamaz. Ancak ülkemizde tarım arazileri o kadar parçalanmış durumdaki tarıma elverişliliği ne yazık ki kayboluyor. Yapı izni olmayan hiçbir toprak parçasında yapı yapılamaz. Tarım İl Müdürlükleri veya bakanlık bu bölgede tarım yapılması için kooperatiflere izin veriyor ancak bazı düzen bozan kooperatifler bu bölgeleri tiny house sitelerine çeviriyor.

Kooperatifin neye hizmet ettiği çok önemli. Üyelerin tarım veya yapı yapma amaçlı bir araya gelme durumları ve bunları faale döndürmeleri çok güzel ama tarım diye bir araya gelinip yapı yapmaya kalkmalarının kanunda bir yeri yok.”

“Pandemiden Sonra Yarı Şehirli Yarı Köylü Olmak İstedik”

2020 yılında hayatlarımıza giren Kovid-19 salgın hastalığının ardından yaşanılan büyük pandeminin insanlarda doğada yaşama arzusunu depreştirdiğini söyleyen Öztürk, yarı şehirli yarı köylü kavramının doğduğunu söyledi.

“Pandemi bir kere hepimizde belli duyguları yerinden oynattı. Öncesinde 30-40 katlı camlı binalarda yaşamak çok popülerken şimdi bir tane 30 yıllık köy evinde yaşamak o plazada yaşamaktan çok daha popüler hale geldi. Bu sürece uzaktan çalışma opsiyonları da eklenince bir anda göç dalgası peydah oldu. Kırsala göç eden insanlar belli bir süre oralarda yaşayınca bazı kültürel ve sosyalleşme pratiklerine adapte olamadılar. Bu sebeple tersine göçede şahit olduk bu süreçte. Çünkü köylü hayatı düşünüldüğü kadar kolay değil. Bu sebeple insanlar yılda 2-3 aylarını hayal ettikleri köy yaşamında aynı zamanda sosyalleşerek, bölge hayatını deneyimleyerek  geçirmek istiyorlar.

Hatta baktığımızda İstanbul hariç Marmara ve çevresine yapılan göçün temel sebebi bu. İnsanlar kalıcı olarak değil de gerçekten strese girdikçe veya yoruldukça kaçabilecekleri bir köy hayatı istiyorlar.”

Yeni Motto, Deneyimlemek 

arsaVev olarak insanların hem şehirli hayatını yaşayabilecekleri, tabi bu terimin sosyalleşebilecekleri ortak alanlar olduğunu belirtmekte fayda var, hem de  kendi bahçelerinden topladıkları zeytinle zeytinyağı yapabilecekleri, çocuklarının tarım deneyim atölyelerinde toprakla haşır neşir olabilecekleri, ailecek bir çadır kampında kalabilecekleri ve bu deneyimleri yaşarken aynı zamanda konforlu evlerde köy hayatının tadını çıkarabilecekleri olanakları sunuyoruz.”

Arsa yatırımı yapmak isteyenlerin Marmara ve çevresi, Ege’de sahil kıyıları ve Çanakkale gibi ulaşım açısından avantajlı lokasyonları tercih ettiklerini belirten Öztürk, Kuşadası, Ezine, Dikili, Avşa, Assos projelerinin yanısıra Başkent’te yer alan Arsa Ankara projesine de yoğun talep gerçekleştiğini söyledi.

Adım Adım Arsa Alma Kılavuzu  

Toprağa yapılan yatırımda temel kavramların bilinmesinin altını çizen Öztürk, arsa ve tarla arasındaki farklara ve bölgenin imarsal olarak gelişiminin takip edilmesine dikkat çekti. Altyapı ve yol çalışmalarının ilgili idari merciler tarafından yapıldığını ancak bölgenin bu tarz bir yapılaşma için belirli süreçlerden geçtiğini bazen bu sürelerin on yıllar aldığını vurgulayan Öztürk, profesyonel kişilerin yardımlarına başvurulmasını gerektiğini de belirtti.

“Arsa yatırımına gittikçe artan talep var ancak bu durum maalesef suiistimalleri de peşi sıra getiriyor. O nedenle gerçekten çok dikkatli olunması gerekiyor. Toprak, teknik bilgi isteyen bir yatırım. Öncelikle tarla ve arsa arasındaki farkı iyi bilmemiz gerekiyor. Tarla, tarım faaliyeti yürütmek için devletimiz tarafından belirlenmiş

arazilerdir. Arsa ise yapılaşma izni olan arazilerdir ve turizm imarlı, sanayi imarlı ve konut imarlı olacak şekilde kendi aralarında kategorize olur. Alıcılar, mutlaka altyapı ve yol çalışmaları planlarına bakmalılar ve alacakları bölgelerin en azından yakın çevresinden bu çalışmaların tamamlandığına dikkat etmemeliler.

Altyapıyı finanse etmek ciddi bir süreç. Biz altyapıyı arsalarımıza getiriyoruz.

İnsanların sosyalleşebilecekleri aktivitelerin yer alması önemli bir husus. Çünkü aslında bir deneyimin parçası olmak istiyorlar. İnsanlar, sevdikleri ile birlikte gelip köy yaşamının yanı sıra bölgenin ruhunu yansıtacak aktivitelerde bulunmak istiyorlar.”

 Satışı yapılan arsaların TKGM üzerinden parsel sorgu numarasıyla teyit edilmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, alım yapacak olan insanların telefon görüşmesiyle bilmedikleri bir site veya uygulama üzerinden hemen kaparo iletmemelerini tavsiye etti.